Hukuki Mücadele Derneği’nden Almanya’daki 11’lere Suç Duyurusu

Hukuki Mücadele Derneği’nden Almanya’daki 11’lere Suç Duyurusu
Hukuki Mücadele Derneği, Almanya Federal Parlamentosu'nda kabul edilen "1915" yasasını yargıya taşıyor.
Hukuki Mücadele Derneği, Almanya Federal Parlamentosu'nda kabul edilen "1915" yasasını yargıya taşıyor. Dernek Başkanı Avukat Oğuzhan Buhur, söz konusu yasa için girişimde bulunan Türk asıllı milletvekilleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.

Milliyetçi görüşe sahip hukukçuların bir araya gelerek oluşturduğu Hukuki Mücadele Derneği, çoğulcu ve katılımcı bir sivil toplum örgütü olmayı ve hukuk alanında şimdiye kadar ortaya konulanlardan farklı bir çizgide faaliyette bulunmayı amaçlıyor.

25 Mayıs'ta kurulan derneğin başkanı Avukat Oğuzhan Buhur, ANKA'ya yaptığı açıklamada, özellikle kadına karşı şiddet, aile içi şiddet ve çocuk istismarı ile teröre karşı hukuki mücadele vermek ve kent ile çevre hukuku gibi, milliyetçi hukukçuların oluşturduğu sivil toplum örgütlerinin bugüne kadar "çok fazla ilgilenmediği ve boş bıraktığı" alanlarda faaliyet göstererek bir boşluğu doldurma niyetinde olduklarını söyledi.

Bu alanlarda milliyetçi hukukçuların ve avukatların da söz sahibi olmasını, özellikle genç meslektaşlarının bu alanlardaki bilgi birikimini ve tecrübelerini arttırmayı hedeflediklerini ifade eden Buhur, bu amaçla ilk etapta vatandaşa yardımcı olma amacıyla kurdukları kurulları şöyle sıraladı:

1. Aile İçi Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Çalışma Grubu

2. Çocuk Hakları Ve Çocuk İstismarının Önlenmesi Çalışma Grubu

3. Stajyer Avukatlar Ve Hukuk Fakülteleri İle İlişkiler Kurulu

4. Ceza Hukuku Çalışma Grubu

5. Terörle Mücadele Ve Terör Mağdurları Çalışma Grubu

6. Eğitim Çalışmaları Grubu

7. Kent Ve Çevre Kurulu.

-"HİÇBİR SİYASİ PARTİNİN UZANTISI DEĞİLİZ"-

"Derneğimiz hiçbir siyasi partinin uzantısı olmadığı gibi, hiçbir siyasi partinin iç işlerine karışma cüretinde de bulunmayacaktır" diyen Buhur, amaçlarının milliyetçi görüşe sahip tüm hukukçu ve avukatlarla birlikte hareket ederek faaliyetleri gerçekleştirmek ve derneği ayrışmalardan ve kutuplaşmadan uzak tutmak olduğunu ifade etti.

-"MİLLİYETÇİ GÖRÜŞE SAHİP MESLEKTAŞLARIMIZ BARO OLANAKLARINDAN YARARLANDIRILMIYOR"-

Milliyetçi görüşe sahip avukatların, meslek örgütleri olan baroların faaliyetlerinden ve olanaklarından yeterince yararlandırılmadığını savunan Buhur, şöyle devam etti:

"Bu durumun kabul edilemez olduğu kanaatiyle faaliyetlerimizi gerçekleştirirken, bizim aidatlarımızla faaliyetlerini sürdüren barolardan ve Türkiye Barolar Birliği'nden talepkar olacağımızı da buradan yöneticilerimize duyurmak isterim. Bu maksatla meslek örgütlerimizle ortak faaliyetler sürdürmek ve tesislerinden yararlanmak için gerekli girişimlerde bulunacağız. Zira barolar ve Türkiye Barolar Birliği, tek bir görüşe sahip meslektaşlarımızın değil, aynı zamanda milliyetçi meslektaşlarımızın da meslek örgütüdür."

-"TÜRK MİLLETİ AÇISINDAN KABUL EDİLEMEZ BİR VAKIADIR"-

Avukat Buhur, Alman parlamentosunda kabul edilen soykırım yasasının kabul edilemez olduğunu şu şekilde aktardı:

"Yahudi soykırımının müsebbibi Almanya Federal Cumhuriyeti, kendi bozuk siciline ve işlediği insanlık karşıtı suçlara bakmaksızın, tarih önünde utanmaksızın Osmanlı İmparatorluğu'nun 1915 yılında Ermeni olaylarını, tarihi gerçeklere aykırı bir şekilde, bilimsel verilere dayanmaksızın, lobi çalışmalarının neticesi olarak siyasi maksatlarla kabul ettiği bir kanun ile "soykırım" olarak kabul etmesi ve adlandırması Türk Milleti açısından kabul edilemez bir vakıadır."

-"TÜRK MİLLETİNİ AŞAĞILAMA SUÇU İŞLENDİ"-

Söz konusu yasa için girişimde bulunan Türk asıllı milletvekillerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 301. maddesi ile düzenlenen "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçunu işlediklerini ifade eden Buhur, Almanya Federal Parlamentosu tarafından alınan kararın aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 15 Ekim 2015 tarihli Perinçek-İsviçre kararına da açıkça aykırı olduğunun altını çizdi. Buhur, şöyle devam etti:

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 15 Ekim 2015 tarihli Kararına göre,1915 olayları meşru bir tartışma konusu olup, bu tarihte yaşananlara ilişkin farklı görüşler ifade özgürlüğünün koruması altındadır. Ayrıca, 1915'te yaşananların Holokost ile karşılaştırılması da asla mümkün değildir. Karar, parlamentoların ve liderlerin yetkilerini aşarak tarihi yeniden yazamayacaklarını ve mahkemelerin de ilgili hukuk normlarını göz ardı ederek tarihe hakemlik yapamayacaklarını kayıt altına almıştır. Yine 1948 yılında imzalanan BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile soykırım suç olarak kabul edilerek tanımlandığından; her ne kadar Osmanlı İmparatorluğu tarafından işlenmiş bir soykırım suçu bulunmasa da, 1915 yılındaki Ermeni olaylarının hukuken soykırım olarak adlandırılması da zaten mümkün değildir."

-6 HAZİRAN'DA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAKLAR-

Bu nedenlerle Hukuki Mücadele Derneği üyelerinin, Alman parlamentosunda 1915 yasasının öncülüğünü yapan ve çıkması yönünde çaba gösteren başta Cem Özdemir olmak üzere 11 Türk asıllı milletvekili hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 301. maddesi kapsamında soruşturma açılması istemiyle 6 Haziran Pazartesi günü suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden Buhur, takiben Federal Almanya nezdinde söz konusu kanunun iptali için gerekli hukuki çalışmaları başlatacaklarını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde girişimlerde bulunacaklarını açıkladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.